Etiket: Boşanma

 İnstagram, facebook, twitter, tinder kayıtlarının boşanma davasında delil niteliği, hukuka uygun olarak elde edilmeleri ve bir vakıayı kanıtlar nitelikte olmaları koşuluyla kural olarak bulunmaktadır.  Bu nedenle sosyal medya üzerinden elde edilmiş delil kabiliyeti olan veriler boşanma davalarında kusur oluşturacak bir olayla karşımıza çıkabilmektedir. Sosyal medya dediğimiz facebook, instagram gibi kayıtlar kimi zaman aldatma vakıasını kanıtlayabildiği gibi kimi zaman ilgisizliği, küçük düşürücü davranışları, kimi zamanda güven sarsıcı durumların kanıtlanmasına delil oluşturmaktadır. Sosyal medyanın hızla aramıza girmesiyle neredeyse herkes facebook, instegram, twitter gibi sosyal medya hesaplarına sahip olmaya başlamıştır. Hatta çocukların doğumuyla dahi ebeveynler onlar için facebook, instagram hesapları açmaktadır. Bu denli yoğun kullanıma bağlı olarak da sosyal yaşamının bir parçası olan evlilik kurumu içerisinde de sosyal medya kaynaklı çekişmeler kendis.....

Devamı için tıklayın

Medeni kanun evlilik birliği 1 yılı tamamlamış çiftler arasında boşanma ve sonuçları üzerinde anlaşmaları halinde anlaşmalı olarak boşana bilmeleri kolaylığını sağlamıştır. Ancak uygulamada sıklıkla karıştırılan konu anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesi için her iki eşinde boşanma ve sonuçları üzerinde hür iradeleriyle anlaşmış olmalarının gerekliliğidir. Söz konusu hususlar üzerinde anlaşmadan anlaşmalı boşanma davasından sonuç beklenmesi anlamsızdır. Anlaşmadan Anlaşmalı Boşanma Davası Hükümsüzdür. Anlaşmalı boşanma davasının öncelikli şartı eşlerin birbiriyle boşanma ve sonuçları üzerinde baskı altında kalmadan anlaşmalarıdır. Boşanma, çocuk velayeti, nafaka ve tazminat hususlarında eşler anlaşmaya varmış ise anlaşmalı boşanmadan söz etmek mümkün olacaktır. Bu hususlarda anlaşma sağlanmadan anlaşmalı boşanma dava şartı gerçekleşmeyecektir. Bununla birlikte daha sonradan dava konusu olmaması açısından mal rejiminin tasfiyesi hususunda da eşler anlaşma sağlamalıdır.  .....

Devamı için tıklayın

Anayasamızdaki tanımıyla Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Toplumun en küçük birimi olan aileyi koruma esas olarak değerlendirilmesi gereken bir konudur. Zira sağlıklı bir toplum sağlıklı aile birlikteliklerinin kurulmasından kaynaklanmaktadır.Aile birliği evlilik birliğiyle meydana gelir. Türk Medeni Kanunu’na göre “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş̧ olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yasamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” Görüleceği üzere medeni kanun eşlere medeni kanun başlıca sorumluklar yüklemiştir. Evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamak, çocukların bakımını gerçekleştirmek, birlikt.....

Devamı için tıklayın

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasını ispat, boşanma kararının verilebilmesi için gereklidir. Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasının sabit olmasının aile mahkemesince kabul edilebilir olması haline aile mahkemesi hakimi boşanma yönünde hüküm kuracaktır. Aksi halde aile mahkemesi hakimi davayı kabul etmeyecektir.  Bu nedenlendir ki dilekçeler aşamasında ileri sürülen olaylar tahkikat aşamasında kanıtlanmalıdır. Tanık beyanı boşanma davalarının temel ispat kaynağıdır. Tanık delilinin önemi karşısında aile mahkemesince kabul edilebilir tanık beyanının ne olacağı hususu gündeme gelmektedir. Tanık delilinin varlığından ziyade aile mahkemesince kabul edilebilir niteliğinin olması gerekmektedir. Yargıtay'ın bu konuda vermiş olduğu bir kararı irdeleyerek boşanma davalarında kabul edilebilir nitelikte ki tanık beyanının ne olacağını irdeleyecek olursak;Özeti: Somut olayda; dinlenen davacı tan.....

Devamı için tıklayın

Zina nedeniyle açılan boşanma davasında zina eden eşe velayet hakkının verilip verilmeyeceği sıkça sorulan sorular arasında yer almaktadır. Zina evli bir erkek ya da kadının, eşinden başka biriyle kendi isteğiyle kurduğu cinsel ilişkiyi ifade etmektedir. Türk medeni kanun kapsamında zina özel boşanma nedenleri arasında yer almaktadır. Medeni kanunumuza göre Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Ayrıca Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer denerek zina davasının açılması hak düşürücü sürelere dayandırılmıştır.  Zina eyleminin varlığı halinde açılacak olan boşanma davasında tarafların çocuğu var ise velayet hakkı aile mahkemesince incelenecektir. Velayet, en temel anlamıyla çocuğu temsil etme yetkisini ifade etmektedir. Çocuğun üstün yararı hangi ebeveyninle yaşamasını gerektiriyor ise aile mahkemesi hâkimi velayet kararını o ebeveyninden y.....

Devamı için tıklayın

Söz konusu yazımıza terkin kapsamını anlatarak başlamak doğru olacaktır. Zira halk arasında bilinen terk ile öğretideki terk birbirinden ayrılmaktadır. Örneğin; evden kovulan eşin evi terk etmesi, Medeni Kanun kapsamında terk sayılmamaktadır. Ancak bir eşin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması ya da haklı bir neden olmaksızın ortak konuta dönmeyi engelleyen eş evi terk etmiş sayılır. Kimler Terk Etmiş Sayılır?• Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla ortak konuttan ayrılan eş,• Eve dönmemek için haklı bir nedeni olmaksızın eve dönmeyen eş,• Diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eş,• Diğer eşin ortak konuta haklı bir sebep olmaksızın dönmesini engelleyen eş terk etmiş sayılır.Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki DayanağıTerk, Türk Medeni Kanunu madde 164’te düzenlenen ve özel, mutlak boşanma nedenidir. Dolayısıyla eşin evi terk ettiğinin ispatı halinde terkin evliliği çekilmez kılıp kılmadığı araştırılmadan boşanmaya karar verilecektir. B.....

Devamı için tıklayın

Tarafımıza yapılan başvurular ve takip ettiğimiz boşanma davalarımızdan tespit ettiğimiz üzere en sık karşılaşılan boşanma sebebi kök aileye aşırı bağımlılık, başka bir anlatımla eşin kök ailesine aşırı bağımlı şekilde yaşam şekili sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Kamuoyunda en çok karşılaşılan boşanma sebebi şiddet olarak anılsa da kök aile bağımlılığı şiddetten daha sık karşılaştığımız boşanma sebebidir. Bu durumun temel nedeni kadın eşin veya erkek eşin anne veya babasını evlilik uzmanı olarak görmesi ve rol model olarak kabullenmesinden kaynaklanmaktadır. Kadın - erkek ilişkisini en iyi bilecek kişinin anne olduğunun sanılması,  çocuk bakımı ve gelişimi konusunda  annenin veya babanın uzman kişi olarak görülmesi, sosyal hayat, iş gibi konularda uzman kişinin kök aile olarak kabul edilmesi kök aile bağımlılığı olarak tanımlanmaktadır. Bu bağımlılıkla yaşayan eş, eşiyle ailesi arasındaki dengeyi sağlayamayacağı için şiddetli geçimsizlik yaşanacaktır.Evlenecek çiftleri.....

Devamı için tıklayın

Boşanmak evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması anlamı taşımaktadır. Boşanma davasının nasıl açılacağı, ne zaman nasıl kesinleşeceği oldukça detaylı bir konudur ve sınırlarını medeni kanunumuz belirlemektedir. Boşanma davasının kesinleşme zamanı uygulamada sıklıkla karıştırılan bir durumdur. Birçok çift duruşmanın sonlanmasını yani hâkimin boşanma yönünde kararını açıklamış olmasını boşanmak için yeterli olduğunu düşünmekte ve boşandığını sanmaktadır. Ancak boşanma hükmünün verilmiş olmasından sonrada davanın aşamaları devam etmektedir. Bu aşamaların göz ardı edilmesi evlilik birliğinin sonlanmasını engelleyecektir.  Boşanma kararı vermiş ciflerin öncelikli olarak yapması gereken davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olarak açılacağı hususunu belirlemeleridir. Şayet evlilik birliği bir yılı tamamlamış ve eşinizle boşanma ve sonuçları konusunda ortak karar verebiliyorsanız dava anlaşmalı olarak açılabilecektir. Evlilik birliğinin bir yılı tamamlamadığı vey.....

Devamı için tıklayın

Türk Hukuk Sistemi içerisinde Aile Hukuku kapsamında değerlendirilen evliliğin hukuki tanımı aynı cinsiyette bulunmayan iki kişinin hukuk düzeninin öngördüğü şekilde süreklilik hedefiyle kurdukları hayat ortaklığıdır. Evlilik, eşlerden birinin ölmesi halinde veya mahkeme kararıyla sonlanabilir.  Evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması boşanmayı ifade eder. Ölüm ise evlilik birliğinin sonlanmasının doğal sebebidir. Ancak devam eden bir boşanma davası sırasında eşlerden birinin ölmesi halinde boşanma davasının akıbetinin ne olacağı önemli bir kondur. Zira miras hukuku bakımından farklı sonuçlar doğranacaktır. Ölüm ile evliliğin sonlanması halinde eş yasal miracı olabilecekken, boşanma ile evliliğin sonlanması halinde eş, yasal miracı olamayacaktır.  Bu kapsamda karşımıza devam eden boşanma davası sırasında eşin vefatı ve boşanma kararı verilmiş ancak itiraz aşamasında eşin vefatı halinde olmak üzere iki ayrı kavram çıkacaktır.&nbs.....

Devamı için tıklayın

Başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalar olarak tanımlanan dedikodu aile içi problem olarak da karşımıza çıkmaktadır. Zira eşin dedikodusunu yapmak eşler arasında ki sevgi bağının kopmasına neden olmakla bilirlikte bazı durumlarda kişisel hakların ihlaline kadar uzanan sonuçlar doğra bilmektedir. Örneğin eşinin kız olmadığı yönünde söylenti çıkarmak, eşinin iktidarsız olduğu yönünde konuşmalar yapmak duygusal şiddete yönelik bir davranışlar olduğundan evlilik birliğinin sarsılması sebebiyet verecektir.  Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına bakacak olursak Yargıtay; eşini bir başkasıyla evde yakaladım diyerek dedikodu çıkaran kocayı, karısının eniştesi ile ilişkisi olduğu dedikodusunu yayan kocayı, kocasının başka kadınlarla ilişkisi olduğu söylentisini yayan kadını kusurlu bulmuştur.  Kişinin özel konuları hakkında konuşma yapmak duygusal anlamada yıpratıcı bir durumdur. Bu nedenle tazminat sebebi de oluşturmaktadır. Zira dediko.....

Devamı için tıklayın