Gizlenen Sağlık Sorunu Nedeniyle Evliliğin İptali

.

Evlilik, karşılıklı güven ve açıklık esasına dayalı hukuki bir bağdır. Bu bağ, iki insanın hayatlarını birleştirdiği, birbirlerine sadakat ve dürüstlük sözü verdiği önemli bir sözleşmedir. Güven ve açıklık, evlilik ilişkisinin temel taşlarını oluşturur. Eşlerin birbirlerine karşı dürüst ve açık olmaları, evliliklerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Gizlilik veya aldatma, bu güven bağını zedeleyerek ilişkiyi temelden sarsabilir. Bu nedenle, evlilik sürecinde tarafların birbirlerine karşı şeffaf ve samimi olması, sağlam ve uzun ömürlü bir evlilik için elzem odluğu gibi evliliğin kurulması sırasında tarafların dürüst ilkesine uygun şekilde davranmaları zorunludur. Dürüst ilkesine aykırı şekilde davranarak evliliğin gerçekleşmesi, evliliğin iptaline neden olabilecek önemli bir olgudur.


Örneğin, taraflardan birinin ciddi bir hastalığını gizlemesi veya geçmişiyle ilgili önemli bir bilgiyi saklaması, diğer tarafın evlilik birliğine dair bilinçli ve özgür iradesini sakatlayabilir. Bu tür durumlar, evliliğin temellerini sarsar ve ilişkinin güven üzerine inşa edilmesini engeller. Bu bağlamda, evliliğin başlangıcında dürüst ve açık davranmak, evlilik birliğinin sağlıklı ve sürdürülebilir olması için elzemdir. Evliliğin iptali, dürüstlük ilkesine aykırı davranışların hukuki bir sonucu olarak ortaya çıkabilir ve tarafların haklarını koruma amacını güder.


Dolayısıyla, evlilik sürecinde tarafların birbirlerine karşı dürüst ve şeffaf olmaları, sadece ahlaki bir gereklilik değil, aynı zamanda hukuki bir zorunluluktur. Evlilik, ancak bu dürüstlük ve açıklık temeli üzerinde sağlam bir şekilde yükselebilir.

Bu makalede, şizofreni hastalığını gizleyerek gerçekleştirilen evliliklerle ilgili Yargıtay kararını inceleyecek ve bu bağlamda evliliğin iptali konusunu ele alacağız.





Yargıtay Kararının Özeti

Davacı, eşinin şizofreni hastası olduğunu ve bu hastalığın kendisi veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturduğunu belirterek, hastalığın kendisinden gizlendiği gerekçesiyle evliliğin iptalini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda, davalının şizofreni rahatsızlığı olduğu halde bu durumu gizleyerek evliliği gerçekleştirdiği, bu durumun evlenmeden sonra hastalığın aktif döneminde ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Mahkeme, tarafın sağlık raporu doğrultusunda bu hastalığın diğer taraf ve olası altsoyu açısından ağır tehlike arz edebileceğini belirterek davacının talebini kabul etmiştir.


Hukuki Dayanaklar ve Argümanlar


Türk Medeni Kanunu ve Evliliğin Geçerliliği

Türk Medeni Kanunu’nun 150. maddesi, evlilik sırasında tarafların birbirlerine karşı dürüst olmalarını gerektirir. Bu maddeye göre, taraflardan birinin evliliğin temel unsurlarını etkileyen bir hastalığı gizlemesi durumunda, diğer taraf evliliğin iptalini talep edebilir. Özellikle 150/2. madde, hastalığın diğer tarafın veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike teşkil etmesi durumunda evliliğin iptaline imkan tanır.


Hastalığın Gizlenmesi ve Aldatma

Hastalığın gizlenmesi, evliliğin temeli olan güven ve şeffaflık ilkelerine aykırıdır. Bu durum, diğer eşin evlilik birliğine dair bilinçli ve özgür iradesini sakatlayan bir aldatma olarak değerlendirilir. Özellikle şizofreni gibi ciddi psikiyatrik rahatsızlıklar, eşin ve olası altsoyunun sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratabilir.


Yargıtay Kararının İncelenmesi


Kararın İçeriği ve Gerekçeleri

Yargıtay’ın kararında, tarafın şizofreni hastalığını gizleyerek evliliği gerçekleştirdiği ve bu hastalığın diğer taraf ve olası altsoyu açısından ağır tehlike oluşturduğu gerekçesiyle davacının talebinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sağlık kurulu raporuna göre, tarafın hastalığının 8 yıllık bir geçmişi olduğu ve evlenme tarihine kadar devam ettiği tespit edilmiştir.


Alt soy açısından ağır tehlike demek mevcut bir durumun veya hastalığın, kişilerin çocukları veya gelecekteki nesilleri üzerinde ciddi ve olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtir. Bu ifade, özellikle kalıtsal veya bulaşıcı hastalıklar söz konusu olduğunda kullanılır.

Örneğin, kararı oluşturan şizofreni gibi genetik olarak geçebilecek bir hastalığın gizlenmesi durumunda, bu hastalığın gelecekte doğacak çocuklar üzerinde ciddi sağlık riskleri oluşturabileceği anlamına gelir. Bu tür hastalıklar, altsoyun yani çocukların fiziksel veya zihinsel sağlığı üzerinde ağır tehlikeler yaratabilir ve onların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.


Bu nedenle, hukuki bağlamda, evlilik sırasında böyle bir hastalığın gizlenmesi, sadece eşin değil, aynı zamanda gelecekteki çocukların sağlığı için de ciddi bir tehdit olarak değerlendirilir. Bu durum, evliliğin iptali için geçerli bir sebep olarak kabul edilebilir, çünkü diğer eşin ve çocukların sağlığı üzerindeki olası ağır tehlikeler göz önünde bulundurulmalıdır.

Yargıtay’ca evliliğin iptalinin tercih edilmesinin nedeni, evliliğin başlangıcında ciddi bir hastalığın gizlenmesi gibi temel bir aldatmanın bulunmasıdır. Bu tür durumlarda, evlilik hukuken geçersiz sayılabilir, çünkü taraflardan biri evlilik sözleşmesini oluştururken önemli bir bilgiye erişimden mahrum bırakılmıştır. İşte bu ayrımın detaylı bir açıklaması:


Evliliğin İptali (Nisbi Butlan) Nedir?

Evliliğin iptali, evliliğin başlangıcından itibaren hukuken geçersiz sayılması anlamına gelir. Bu durumda, evlilik sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Evliliğin iptali, belirli hukuki sebeplerin varlığı halinde gerçekleşir. Bu sebepler arasında, taraflardan birinin evlenme iradesini sakatlayan önemli bir aldatma veya hata bulunması yer alır.


  • Aldatma ve Gizleme: Evliliğin iptaline yol açan başlıca nedenlerden biri, taraflardan birinin evlilik öncesinde diğer tarafı ciddi bir şekilde aldatmasıdır. Yukarıdaki kararda, eşlerden birinin şizofreni hastalığını gizlemesi, evliliğin temelden sarsılmasına neden olabilecek bir aldatma olarak değerlendirilmiştir. Bu hastalık, eşin veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturduğu için, bu durum evliliğin geçersiz sayılması için yeterli bir sebep olarak kabul edilmiştir.


Boşanma Nedir?

Boşanma ise, hukuken geçerli bir evliliğin sona erdirilmesidir. Boşanma kararı, evliliğin yürütülmesi sırasında ortaya çıkan sorunlar nedeniyle verilir. Boşanma, evliliğin devamı sırasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar, şiddetli geçimsizlik, sadakatsizlik gibi sebeplerle gerçekleşir.


  • Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, taraflar arasında ciddi geçimsizlik olduğu gibi sebepler öne sürülür. Ancak bu durumda evlilik başlangıçta geçerli kabul edilir ve boşanma, mevcut evliliğin sona erdirilmesidir.

 

Türk Medeni Kanunu'na göre, evliliğin iptali davası açmanın belirli süre kıstasları vardır. Bu süreler, iptal sebebinin niteliğine göre farklılık gösterir. İşte evliliğin iptali davası açma süreleri:

1. Mutlak Butlan

Mutlak butlan sebeplerine dayanarak evliliğin iptali isteniyorsa, bu davanın açılmasında bir süre sınırlaması yoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 145. maddesi uyarınca, mutlak butlan sebepleri şunlardır:

  • Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması,
  • Eşlerden birinin evlenme sırasında evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması,
  • Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunması,
  • Eşlerden birinin evlenme sırasında başka biriyle evli olması,
  • Eşlerden birinin evlenme sırasında kesinleşmiş bir hapis cezasına mahkum olmuş olması.

2. Nisbi Butlan

Nisbi butlan sebepleri, belirli süreler içinde dava açılmasını gerektirir. Türk Medeni Kanunu'nun 152. maddesi, nisbi butlan sebeplerine dayalı olarak evliliğin iptali davası açma sürelerini düzenler. Nisbi butlan sebepleri şunlardır:

  • Yanılma (hata) nedeniyle: Yanılmanın öğrenildiği veya etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
  • Aldatma (hile) nedeniyle: Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
  • Korkutma (ikrah) nedeniyle: Korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
  • Eşin evlenme sırasında ayırt etme gücüne geçici olarak sahip olmaması: Ayırt etme gücüne yeniden kavuşma tarihinden itibaren altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Örnek Olay Açısından Değerlendirme;

Yukarıdaki karar kapsamında, şizofreni hastalığının gizlenmesi, aldatma (hile) kapsamında değerlendirilir. Bu durumda, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmeden iptal davası açılması gerekmektedir.


Neden İptal, Boşanma Değil?

  • Evliliğin Geçersizliği: Yukarıdaki kararda, eşlerden birinin ciddi bir hastalığı gizlemesi, evlilik sözleşmesinin başlangıcında temel bir aldatma olarak değerlendirilmiştir. Bu tür bir aldatma, evlilik sözleşmesinin irade sakatlığına dayanarak hukuken geçersiz sayılmasına yol açar.
  • Ağır Tehlike: Gizlenen hastalık, diğer eşin ve altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturduğundan, evlilik birliğinin temelden sarsılması değil, evliliğin hukuken geçersiz sayılması (iptal edilmesi) gerektiğine karar verilmiştir.


Bu nedenle, mahkeme, evliliğin iptaline (nisbi butlan) karar vererek, evliliğin başından itibaren geçersiz sayılması gerektiğine hükmetmiştir. Bu durum, boşanma davasından farklı olarak, evliliğin başlangıcından itibaren geçersiz sayılması anlamına gelir.


Kararın Etkileri ve Önemi

Bu karar, evlilik sürecinde tarafların birbirlerine karşı dürüst ve açık olmasının önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, ciddi sağlık sorunlarının gizlenmesi durumunda, mağdur tarafın hukuki yollara başvurarak evliliğin iptalini talep edebileceği bir emsal teşkil etmektedir.



Evlilik, karşılıklı güven ve açıklık üzerine kurulu bir sözleşmedir. Taraflardan birinin ciddi bir hastalığı bilerek gizlemesi, diğer tarafın evlilik birliğine dair özgür iradesini sakatlar ve evliliğin geçerliliğini tartışmalı hale getirir. Yargıtay'ın verdiği karar, bu tür durumlarda mağdur tarafın haklarını koruyarak önemli bir hukuki içtihat oluşturmuştur. Bu makalede, hastalığın gizlenmesi durumunda evliliğin iptali konusunu hukuki açıdan ele alarak, bu tür durumların evlilik üzerindeki etkilerini ve hukuki sonuçlarını incelemeye çalıştık.


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz