En genel anlamıyla açıklayacak olursak evlilik, karşı cinsli iki bireyin ekonomik, sosyal, kültürel vb. alanlardaki paylaşımlarına yönelik yapmış oldukları, yasalara uygun resmi bir anlaşmadır. Başka bir söyleyişle bir çeşit dayanışma örneğidir. Sosyal bir varlık olan insanın en temel ihtiyaçlarından biriside diğer insanlarla bir arada yaşamını sürdürmektir. Bu sebepten ötürü evliliğin bir temel ihtiyaç olarak nitelendirilebileceğini de söyleyebiliriz.
Boşanma, evliliğin yasal olarak sonlandırılması anlamı taşımaktadır. Boşanmak beraberinde boşanan taraflara bir takım yükümlülükler getirmektedir. Bu yükümlülüklerden biriside nafaka olarak adlandırılan mali yükümlülüktür. Nafakanın, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası olmak üzere üç farklı türü bulunmaktadır.
Tedbir Nafakası
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı suresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re ‘sen alır. Yani boşanma davası sürerken eşlerin adı geçen ihtiyaçlarına yönelik ve varsa çocukların bakımı için dava sonuçlanana kadar hakim tedbir nafakasına hükmedebilir.
Yoksulluk Nafakası
Boşanma davasının sonuçlanmasıyla boşanan eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakasının istene bilmesi için eşin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun diğer eşten daha az olması ve boşanmayla birlikte yoksulluğa düşmesi gerekmektedir. Bu iki temel şart olmadan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi olanaksızdır. Bu nedenle dava sürecinde sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının hakkaniyetli yapılması büyük önem taşır. Tarafların hak kaybına uğramaması adına ekonomik duruma ilişkin delillerin dosyaya usul ve yasalara uygun şekilde kazandırılması gerekmektedir.
İştirak Nafakası
Çocukların eğitim, sağlık ve özel ihtiyaçlarının karşılanması için velayet hakkını elde etmiş olan tarafa, çocuklar adına olmak üzere velayet hakkı olmayan tarafın ödeyeceği nafakayı ifade eder. İştirak nafakası çocuğun 18 yaşına adım atmasıyla birlikte son bulacaktır.
Yeni Nafaka Yasası ve Uygulama Sorunları
Ülkemizde uygulamadaki en büyük sorun yoksulluk nafakasının ne kadar süreyle verileceği yönündedir. Esasında yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi halinde kendiliğinden, yoksulluk durumun ortandan kalkması halinde ise açılacak nafakanın kaldırılması davasıyla son bulmaktadır. Ancak nafaka alacaklısının mali durumunun takibinin zorluğu veya alacaklının kayıt dışı çalışması nafaka ödemekle yükümlü eş açısından sorun oluşturmaktadır. Bu nedenle bu konuda yeni bir düzenleme getirilme yoluna gidilmiştir.
Evlilik süresine göre nafaka düzenlemesi
Halen devam eden çalışmalarda Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Aile Bakanlığı, nafakada evlilik süresine bakılmaksızın nafaka ödeme alt sınırını 2 yıl olarak belirlenmesi konusunda anlaşmasına karşın, Adalet Bakanlığı üst sınırın evlilik süresi dikkate alınmaksızın 5 yılla sınırlı kalmasını talep etmiştir. Bu nedenle konu yeni yargı paketi düzenlemesine kalmıştır. Yine üst sınırın evlilik süresiyle sınırlı olması da gündemdedir.
Ancak çalışmaların temelinde konu hakkında hâkime takdir yetkisi de tanınacaktır. Kadının yaşı, çalışamayacak durumda olması gibi şartlara bağlı durumlar söz konusu ise nafakada süre sınırı olmayacak, bu durumdaki kadınlar ömür boyu nafaka alabilecektir. Ayrıca evliliği sebebiyle işinden ayrılmak zorunda kalan ve bir daha o işine dönmesi mümkün olmayan kadınların nafakası da süresiz olması gündemdedir. Yani mahkeme hâkimi durumun özelliklerine göre takdir yetkisini kullanarak süre sınırsız nafakaya hükmedebilecektir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki bu düzenlemeler yoksulluk nafakası kapsamındadır. Düzenlemeler İştirak nafakasını kapsamamaktadır.
Nafaka Bağlanmasında Öncelikli Şart Nedir?
Yoksulluk nafakasının bağlanmasının öncelikli şartı; yoksulluk nafakası talepçi eşin diğer eşten boşanmayı gerektirir kusur tespitinde daha ağır kusurlu olmamasıdır. Yani aile mahkemesinin yapacağı yargılama sonunda yoksulluk nafakası talep eden eş, ağır kusurlu tespit edilirse yoksulluk nafakası alamayacaktır. Örneğin zina nedeniyle açılan davada nafaka talepçisi eşin zina yaptığının kanıtlanmasıyla birlikte ağır kusurlu taraf olur ise yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilecektir. Dene bilir ki evlilik birliğinin son bulmasına ağır kusuruyla neden olan tarafın yoksulluk nafakası alması olanaksızdır. Yoksulluk nafakası talepçisi ağır kusurlu boşanma davasında ağır kusurlu taraf olmamalıdır.
Okul Kayıt Ücretinden Hangi Eş Sorumludur?
Boşanan çiftlerin sıklıkla yaşadığı sorunlardan birisi de özel okula giden çocukları var ise özel okul eğitim ücretinden hangi eşin sorumlu olacağı konusunda oluşmaktadır. Çocuk için nafaka ödemesi alan eş, ayrıca özel okul giderleri için boşandığı eşinden talepte bulunup bulunamayacağı önemli bir soru işareti oluşturmaktadır. Öncelikle durumu netleştirmek için nafakanın tamının bilinmesi gerekmektedir. Zira eğitim ücreti, genel ihtiyaçlara ilişkin giderler nafaka tanımı içerisinde yer almaktadır. Yani nafaka çocuğun eğitim ve bakım giderlerini kapsayan bir alacak türüdür.
Yani çocuk için ödenen iştirak nafakanın niteliğini; yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, dinlenme, eğitim, öğretim, harçlık, kurs gibi giderlerin tamamı oluşturmaktadır. Bu halde özel okul giderinden iştirak nafakası ödeyen eşi ayrıca sorumlu tutmak hukuken mümkün değildir. Bu halde özel okul kayıt ücretinden velayet sahibi eş sorumlu olmaktadır.
Okula kayıt işlemini gerçekleştiren eşin, boşandığı eşiyle birlikte okula karşı birlikte sorumlu olması mümkün değildir.
Esasında bu durumun hukuki kaynağını velayet hakkı oluşturmaktadır. Zira velayet hakkını edindire bulunduran tarafın tek taraflı irade beyanıyla çocuğu istediği, başka söyleyişle seçtiği okula kaydettirebilmektedir. Bu halde özel okula karşı tek başına ödeme yükümlüsü olmaktadır. Bu durumun istisnası ise boşanan eşlerin özel okul tercihini ve ödemesini birlikte seçmeleri halidir. Bu durumda özel okul sözleşmesine birlikte imza atacakları için borçlar kanunu uyarınca her iki tarafta kayıt ücretinden sorumlu olacaktır. Çiftler boşanmışta olsalar bu şekilde birlikte orak karar ve ortak işlem kurabilmeleri halinde okul kayıt giderini ortaklaşa ödeye bileceklerdir.
Tedbir Nafakasıyla İlgili Detaylı Yazımıza Linkten Ulaşabilirsiniz: Tedbir Nafakası
Yorum Yaz