2024'te Boşanma Tazminatları: Yargıtay’ın Son Kararı

.

Boşanma davaları, eşler arasındaki evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecinde, tarafların hak ve menfaatlerinin korunmasını gerektiren zorlu bir hukuki süreçtir. Bu süreçte maddi ve manevi tazminat talepleri, tarafların yaşadığı zararların telafi edilmesi amacıyla önemli bir yer tutar. Yargıtay’ın bu konudaki kararları, mahkemelerin tazminat miktarlarını belirlerken dikkate alması gereken ölçütler hakkında rehber niteliğindedir. Bu makalede, 2024 yılı şubat ayında Yargıtay'ın vermiş olduğu kararla boşanma davasında verilen tazminat kararını yetersiz bulmasına ilişkin bir örnek üzerinden maddi ve manevi tazminat kavramlarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

 

Boşanma sürecinde talep edilebilecek iki tür tazminat bulunmaktadır: maddi tazminat ve manevi tazminat.

 

Maddi Tazminat: Eşlerden birinin, boşanma nedeniyle uğradığı maddi zararın telafisi amacıyla talep edilebilecek tazminattır. Maddi zararlar, eşin boşanma sonrası yaşam standardında düşüş, iş kaybı gibi somut ekonomik kayıplar olabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesine göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen taraf, kusurlu olan eşten maddi tazminat talep edebilir.

 

Manevi Tazminat: Eşlerden birinin, boşanma sürecinde maruz kaldığı manevi zararların, yani yaşadığı üzüntü, acı, onur kırıcı davranışlar gibi duygusal ve psikolojik zararların telafisi amacıyla talep edilebilecek tazminattır. Manevi tazminatın amacı, eşin yaşadığı manevi yıpranmayı bir nebze olsun hafifletmektir. Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesinin ikinci fıkrasına göre, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, manevi tazminat talep edebilir.

 





Karşılıklı Boşanma Davasının Özeti


Taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davasında, ilk derece mahkemesi her iki davanın da kabulüne karar vermiştir. Davalı-davacı kadının istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesi kararını kısmen bozarak yeniden hüküm kurmuştur. Bu karara göre, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve kadının yoksulluğa düşeceği tespit edilmiştir. Mahkeme, kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmetmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi Kararı


İlk derece mahkemesi, tarafların eşit kusurlu olduğuna ve kadının boşanma sonucunda yoksulluğa düşeceğine karar vererek, kadın lehine aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmetmiş ve tarafların tazminat taleplerini reddetmiştir. Bu karar, kadının maddi durumunu yeterince göz önünde bulundurmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı


Davalı-davacı kadının istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesi bazı tespitlerde bulunmuştur. Kadının kayınvalidesinin cenazesine katılmaması gibi olayların kusur olarak değerlendirilmemesi gerektiğine ve boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına göre daha kusurlu olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, kadın lehine 1.700 TL yoksulluk nafakası, 80.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir.

 

Yargıtay Kararı


Yargıtay, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri ve paranın alım gücünü dikkate alarak, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğuna karar vermiştir. Yargıtay, 4721 sayılı Kanun'un 4. ve 174. maddeleri ile 6098 sayılı Kanun'un 50. ve 51. maddelerini göz önünde bulundurarak, daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat belirlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu sebeple, bölge adliye mahkemesi kararını tazminat miktarı yönünden bozmuş, diğer temyiz itirazlarını ise reddetmiştir. (2024/923K.)

 

Hakkaniyet İlkesi ve Tazminatın Belirlenmesi

Yargıtay ilgili kararında hükmedilen tazminat miktarının yetersiz olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiği tespit etmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi, tüm hukuki ilişkilerde hakkaniyet ilkesinin göz önünde bulundurulmasını öngörmektedir. Bu ilke, boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. Aynı kanunun 174. maddesi, boşanma nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan veya menfaatleri ihlal edilen tarafların, uygun bir tazminat talebinde bulunabileceğini belirtmektedir.

 

Yargıtay Kararı: Tazminatın Yetersiz Bulunması


Yukarıda karar özetinden görüleceği üzere Yargıtay boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın yetersiz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Kararda, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanma olayındaki kusur dereceleri ve paranın alım gücü gibi faktörler dikkate alınarak daha uygun bir tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

 

Maddi ve Manevi Tazminatın Yeniden Değerlendirilmesi


6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri de tazminatın belirlenmesinde önemli hükümler içermektedir. Bu maddeler, zarar görenin zararını giderecek uygun bir tazminatın belirlenmesini ve bu tazminatın miktarının hakkaniyete uygun olarak değerlendirilmesini öngörmektedir. Yargıtay kararı, bu hükümler ışığında mahkemenin tazminat miktarını yeniden değerlendirmesi gerektiğini belirtmiştir.

 

Tazminat Miktarlarının Belirlenmesinde Dikkate Alınan Faktörler

 

Yargıtay’ın 2024 yılı en güncel kararında, boşanma davalarında tazminat miktarlarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken bazı önemli faktörler vurgulanmıştır:

 

Ekonomik ve Sosyal Durum: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir düzeyleri ve yaşam standartları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu, tazminat miktarının taraflar arasındaki ekonomik dengeyi koruyacak şekilde belirlenmesini sağlar.

 

Kusur Derecesi: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur derecesi, tazminat miktarının belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Kusur oranı yüksek olan eş, daha fazla tazminat ödemekle yükümlü olabilir.

 

Paranın Alım Gücü: Tazminatın belirlenmesinde, paranın güncel alım gücü de dikkate alınmalıdır. Bu, tazminatın zaman içinde değer kaybetmesini engeller ve mağdur eşin ekonomik zararını daha doğru bir şekilde telafi eder.

Kişilik Haklarına Saldırı: Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, mağdur eşin kişilik haklarına yapılan saldırının derecesi ve etkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu, mağdur eşin yaşadığı manevi zararın uygun şekilde telafi edilmesini sağlar.

 

Sonuç


Yargıtay’ın bu kararı, boşanma davalarında tazminat miktarlarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken hususlar hakkında önemli bir rehber niteliğindedir. Mahkemeler, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, kusur derecelerini ve paranın alım gücünü dikkate alarak daha adil kararlar vermelidir. Bu karar, avukatlar için de müvekkillerinin haklarını savunurken dikkat etmeleri gereken noktaları ortaya koymaktadır.


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz