Bu yazımızda; 'Boşanmada eşler miras üzerinde nasıl hak iddia edebilir?' sorusunu ele alacağız. Türk Medeni Kanunu ve ilgili yasal düzenlemelere göre boşanma süreçlerinde, eşlerin kişisel veya ortak hesaplarda tuttukları miras üzerinde hak iddia edebilme durumları hukuki açıdan değerlendirileceğiz.
Boşanmalar sıklıkla karmaşık mali durumları beraberinde getirir, özellikle miras gibi önemli varlıkların dahil olduğu durumlarda. Türk Medeni Kanunu ve ilgili yasalar, mirasın nasıl ele alınacağını ve boşanma sürecinde nasıl paylaşılacağını (veya paylaşılmayacağını) belirler.
Mirasın Hukuki Tanımı ve Boşanmada Statüsü
Miras, bir kişinin vefatı sonrası arkasında bıraktığı mal ve hakların yasal mirasçılara devredilmesidir. Türk hukukunda, mirasın kimlere ve hangi oranlarda geçeceği, kişinin vasiyeti ve kanuni mirasçılık hükümleri tarafından belirlenir. Boşanma durumlarında, mirasın hukuki niteliğini belirleyebilmek için kişisel mal edinilmiş mal kavramlarını incelemek gerekmektedir.
Boşanma Halinde Edinilmiş Mal Nedir?
Türk Medeni Kanunu'na göre boşanma durumlarında "edinilmiş mallar", evlilik birliği içerisinde eşlerin çalışmalarıyla elde ettikleri veya bu çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkan malları ifade eder. Bu kavram, evlilik süresince eşlerin birlikte yürüttükleri ekonomik hayatın bir ürünü olan varlıkların, boşanma anında adil bir şekilde paylaşılmasını amaçlar.
Edinilmiş mallar kapsamına giren ögeler genellikle şunları içerir:
Çalışma Gelirleri: Eşlerin işlerinden veya mesleklerinden elde ettikleri maaş, ücret ve benzeri gelirler.
İşletmelerden Elde Edilen Gelir: Eşlerden birinin işletme sahibi olması durumunda, bu işletmenin evlilik süresince elde ettiği kazançlar.
Yatırımlar: Hisse senetleri, tahviller veya diğer finansal yatırımlardan elde edilen gelirler ve kazançlar.
Emlak Kazançları: Evlilik süresince alınan taşınmazlar ve bu taşınmazlardan elde edilen kira gelirleri.
Emeklilik Hakları: Evlilik süresince birikmiş olan emeklilik fonları veya programlarından kaynaklanan haklar
Boşanma Halinde Kişisel Mal Nedir?
Boşanma süreçlerinde "kişisel mal" kavramı, evlilik süresince bir eşin kişisel olarak sahip olduğu veya evlilikten önce edindiği mal varlıklarını ifade eder. Türk Medeni Kanunu'nda bu tür mallar, evliliğin sona ermesi halinde diğer eşle paylaşılmayacak mallar olarak tanımlanır. Kişisel mallar, genellikle aşağıdaki kategorilere girer:
Evlilik Öncesi Mallar: Evliliğe girmeden önce bir eş tarafından edinilen tüm maddi varlıklar kişisel mal olarak kabul edilir. Bunlar arasında gayrimenkul, taşınabilir varlıklar, banka hesapları ve yatırımlar bulunabilir.
Miras ve Bağışlar: Eşlerden birine evlilik süresince miras kalan veya bağış olarak verilen mal veya mülkler de kişisel mal kapsamına girer. Bu tür varlıklar, miras bırakan kişi veya bağış yapan tarafından açıkça o eşe özgü olarak belirlenmişse, boşanma halinde diğer eşin bu mallar üzerinde hak talep etme hakkı bulunmaz.
Kişisel Hediyeler: Eşler dışındaki kişiler tarafından bir eşe özel olarak verilen hediyeler de kişisel mal olarak sayılır. Ancak eşler birbirlerine verdikleri hediyeler genellikle evlilik birliğinin malı olarak değerlendirilir ve paylaşılabilir.
Manevi ve Özel Değer Taşıyan Eşyalar: Kişisel giysiler, takılar veya mesleki araçlar gibi, yalnızca o eşe özel değer taşıyan veya kullanımı olan eşyalar kişisel mal olarak kabul edilir.
Kişisel Malın Boşanma Halinde Paylaşımı
Görüleceği üzere miras hakkı kişisel mal niteliğindedir ve kişisel mallar, boşanma davası sırasında paylaşılmaz ve tamamen o eşe ait olmaya devam eder. Ancak, evlilik süresince kişisel malların eşlerin ortak kullanımına açılması veya ortak mala dönüştürülmesi gibi durumlar, bu malların statüsünün yeniden değerlendirilmesine neden olabilir. Örneğin, bir eşin evlilik öncesi sahip olduğu bir ev, eğer evlilik süresince diğer eşin de katkılarıyla iyileştirilmiş veya değeri artırılmışsa, bu durumda evin değer artışı üzerinden paylaşım yapılabilir. Ancak değer artışı kural olarak bir paylaşımı ifade etmez.
Boşanma sürecinde, her iki eşin de mal varlıkları titizlikle incelenir ve kişisel malların yanı sıra edinilmiş mallar da belirlenir. Bu süreç, adil bir mal paylaşımı ve her iki tarafın da haklarının korunması için önemlidir. Kişisel malın doğru bir şekilde tanımlanması ve korunması için muhakkak avukat yardımı alınmalıdır. Kişisel mal, edinilmiş mal paylaşımı Ankara boşanma avukatları ve danışmanları tarafından yönetilebilecek kritik bir süreçtir.
Ortak Hesaplarda Mirasın Durumu
Ortak hesaplara yatırılan miras paraları, boşanma durumunda paylaşım konusunu karmaşıklaştırabilir. Ortak hesapta bulunan mali varlık direk miras yoluyla hesaba dahil edildiyse hesabın ortak olması paylaşımın sağlanacağı anlamına gelmez, miras kişisel mal olduğu için ortak hesapta saklanıyor olması durumu değiştirmeyecektir. Ancak miras, ortak hesapta edinilmiş mal niteliğindeki diğer birikimlerle birlikte saklanıyor ise bu tür durumlarda, paranın hangi kısmının mirasçının kişisel katkısı olduğunu belgelemek gereklidir. Bu, banka kayıtları, transfer dokümanları ve diğer yasal belgelerle kanıtlanabilir. Bu hallerde bireylerin avukat yardımıyla ilerlemesi lehlerine olacaktır. Zira boşanma halinde mal paylaşımı uzmanlık gerektirir bir konudur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6900 numaralı kararında bu hususa işaret ederek miras parasının tamamının iade edilmesi gerektiği yönündeki kararı ile emsal niteliğinde bir karar vermiştir.
Dava, davacıya mirasın intikal eden taşınmazın satışından elde edilip müşterek hesapta değerlendirilen paranın tamamının davalı tarafından çekildiği iddiasına dayalı alacak davasıdır. Davacı taraf müşterek hesaptaki paranın ölen babasından intikalden gelen taşınmazın satışından elde edilen para olduğunu ileri sürmüş, davalı ise bu olguyu kabullenerek, davacıya babasından gelen ve müşterek hesaba yatırılan bu paranın gerek müşterek çocukları gerekse ortak evleri için kullandıkları savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, müşterek hesaptaki paranın davalı tarafından çekildiği, bu paranın tarafların müşterek çocuğunun sünnet düğünü için harcandığı ve ortak evin tadilatı için kullanıldığı yönündeki davalı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ve yarı yarıya sorumluluk esası benimsenerek davanın kısmen kabulüyle 37.000,00 TL'nin 12.11.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bilindiği üzere 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 220/2. maddesine göre, bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilmektedir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, müşterek hesaptaki para, davacıya ölen babasından intikalden gelen kişisel malvarlığı olup, bunun müşterek hesaba yatırılmış olması, bu paranın niteliğini değiştirmeyecektir. Davalı tarafından çekildiği dosya kapsamı ile sabit olan paranın evlilik birliğine özgülenerek harcandığı davalı tarafından ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, müşterek hesaptaki paranın tamamının davacıya ait kişisel mal varlığı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir." diye belirtmiştir
Bu nedenle, Miras yoluyla eşe kalan mal, eşin kişisel malı olarak kabul edildiğinden mal paylaşımında tasfiye edilmez, eğer bir eş miras yoluyla mal veya para edinmişse, bu varlıkların boşanma sırasında diğer eş ile mal rejiminin tasfiyesi sırasında paylaşılmaz. Her türlü spesifik durum için, bir avukatın görüşü ve rehberliği almak en doğrusudur, çünkü miras ve mal paylaşımı hukuku karmaşık olabilir ve bireysel durumlara özel çözümler gerektirebilir.
Yorum Yaz