Boşanma, evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecidir ve bu süreçte taraflar arasında çeşitli anlaşmazlıklar ve kusurlar gündeme gelebilir. Boşanma süreci, çiftlerin birbirlerine karşı yaptıkları hatalar, anlaşmazlıklar ve kusurlu davranışlar nedeniyle karmaşık ve duygusal olarak zorlayıcı bir hale gelebilir. Bu tür durumlar, fiziksel şiddet, duygusal ve psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, sadakatsizlik gibi ciddi kusurlardan, küçük anlaşmazlık ve hatalara kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir.
Affetme ve hoşgörü, boşanma sürecinde ortaya çıkan bu kusurların hukuki açıdan nasıl değerlendirildiği konusunda büyük önem taşır. Affetme, bir kişinin kendisine yapılan bir hatayı bağışlaması ve bu hatayı yapan kişiye karşı olumsuz duygularını serbest bırakmasıdır. Hoşgörü ise, bir kişinin kendisine yapılan bir hatayı kabul etmesi ve bu hatayı yapan kişiyi anlamaya çalışarak durumu kabullenmesidir. Hukuki süreçlerde affetme ve hoşgörü, boşanma davalarında tarafların kusurlu davranışlarının nasıl değerlendirileceği konusunda belirleyici olabilir.
Bu makale, boşanma sürecinde çeşitli kusurların affedilmesi ve hoşgörü ile karşılanmasının hukuki boyutlarını ele almayı amaçlamaktadır. Boşanma davalarında affetme ve hoşgörünün hukuki anlamı, farklı kusurların affedilmesi durumunda hukuki sonuçlar, mahkeme kararlarından örnekler ve affetme ile hoşgörünün toplumsal etkileri gibi konular incelenecektir. Bu inceleme, boşanma sürecinde affetme ve hoşgörünün nasıl değerlendirildiğini ve bu değerlendirmenin hukuki süreçlerde nasıl bir rol oynadığını ortaya koymayı hedeflemektedir.
Affetmenin Tanımı
Affetme, boşanma sürecinde bir eşin, diğer eşin kusurlu davranışlarını bağışlaması ve bu davranışlara karşı olumsuz duygularını serbest bırakmasıdır. Affetme, bireyler arası ilişkilerde önemli bir psikolojik ve duygusal iyileşme aracı olmakla birlikte, hukuki süreçlerde de önemli bir rol oynar. Hukuki anlamda affetme, eşin kusurlu davranışını hoşgörüyle karşılaması ve bu affetme eyleminin boşanma davasında dikkate alınmasıdır. Mahkemeler, affetmenin varlığını değerlendirirken, tarafların bu kusurları affetme niyetinde olup olmadıklarını ve bu niyetin samimiyetini dikkate alır.
Aile Mahkemelerinde Affetmenin Değerlendirilmesi
Aile mahkemeleri, affetme kavramını değerlendirirken çeşitli faktörleri göz önünde bulundurur:
- Affetmenin Belirginliği: Mahkeme, affetmenin açık bir şekilde ifade edilip edilmediğine bakar. Örneğin, bir eşin diğer eşin kusurlu davranışını açıkça affettiğini beyan etmesi önemlidir.
- Affetmenin Zamanlaması: Affetmenin, kusurlu davranıştan hemen sonra mı yoksa belirli bir süre geçtikten sonra mı yapıldığı da dikkate alınır. Kusurlu davranıştan hemen sonra yapılan affetme, daha samimi ve geçerli olarak kabul edilebilir.
- Eylemlerle Desteklenmesi: Affetmenin sadece sözde kalmaması, aynı zamanda eylemlerle de desteklenmesi gerekir. Örneğin, eşlerin birlikte yaşamaya devam etmeleri veya birlikte vakit geçirmeleri affetmenin bir göstergesi olabilir.
- Affetmenin Tekrarı: Mahkemeler, affetmenin birden fazla kez tekrarlanıp tekrarlanmadığını da inceler. Sürekli tekrarlanan affetme, davanın seyrini değiştirebilir.
Hoşgörünün Tanımı
Hoşgörü, bir eşin, diğer eşin kusurlu davranışlarını anlayışla karşılaması ve bu durumları kabullenmesidir. Hoşgörü, affetmenin bir adım ötesinde, yapılan hatanın daha derin bir anlayışla karşılanması anlamına gelir. Hoşgörüde, eşin kusurlu davranışına karşı duyulan öfke veya kırgınlık zamanla azalır ve bu davranışlar daha makul bir perspektiften değerlendirilir.
Aile Mahkemelerinde Hoşgörünün Değerlendirilmesi
Aile mahkemeleri, hoşgörü kavramını değerlendirirken şu faktörlere odaklanır:
- Hoşgörünün Sürekliliği: Hoşgörünün uzun vadeli bir davranış biçimi olup olmadığı önemlidir. Tek seferlik hoşgörü ile sürekli hoşgörü arasında fark vardır.
- Davranışların Kabullenilmesi: Mahkemeler, eşlerin kusurlu davranışları gerçekten kabul edip etmediklerini ve bu davranışlarla yaşamaya devam edip edemediklerini değerlendirir.
- Hoşgörünün Sınırları: Hoşgörü gösterilen davranışların sınırları da dikkate alınır. Örneğin, fiziksel şiddet gibi ciddi kusurların hoş görülmesi zor olabilirken, küçük anlaşmazlıklar daha kolay hoş görülebilir.
Hukuki Sonuçları
Affetme ve hoşgörü, boşanma davalarında hukuki sonuçlar doğurur. Mahkemeler, affetme ve hoşgörü durumlarını değerlendirirken, tarafların evlilik birliğini sürdürme niyetlerini ve bu süreçteki davranışlarını dikkate alır. Affetme ve hoşgörünün varlığı, boşanma kararını ve tazminat taleplerini etkileyebilir.
Örnek Yargı Kararları
Türkiye’deki aile mahkemelerinin affetme ve hoşgörü konusundaki yaklaşımları, Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulanmıştır. Yargıtay, affetme ve hoşgörünün boşanma davalarındaki etkisini belirlerken, tarafların samimiyetini ve kusurlu davranışların evlilik birliğine etkisini değerlendirir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşlerin birbirlerini affetmelerine rağmen, bu affetmenin evlilik birliğini sürdürmeye yeterli olmadığı durumlarda boşanmaya karar verebilir.
Affetme ve hoşgörü kavramlarının hukuki boyutu, boşanma davalarında önemli bir yer tutar. Mahkemeler, bu kavramları değerlendirirken tarafların niyetlerini, davranışlarını ve evlilik birliğinin devam edip edemeyeceğini dikkate alır. Bu değerlendirmeler, boşanma davalarının sonuçlarını ve tarafların haklarını doğrudan etkiler.
Yargıtay Ne Diyor?
Boşanma davasında tarafların kusurlu davranışları üzerine verilen bir mahkeme kararının detaylarını incelediğimizde, davacı erkeğe yüklenen hakaret ve fiziksel şiddet eylemlerinin affedildiği veya hoşgörüyle karşılandığı, bu nedenle kusur olarak yüklenemeyeceği belirtilmiştir. Aynı zamanda, kadının sadakatsiz davranışları nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu ifade edilmiştir. Mahkeme, tarafları eşit kusurlu kabul ederek erkeğin manevi tazminat talebini reddetmiş ve kadına yoksulluk nafakası hükmetmiştir. Ancak, bu karar usul ve kanuna aykırı bulunarak bozulmuştur.
Bu durumu özetlersek:
Davacı Erkeğe Yüklenen Kusurlar:
- Hakaret eylemi (2013 yılında tanık beyanına göre)
- Fiziksel şiddet eylemi (2009 yılında)
- Bu eylemlerden sonra kadın tarafından affedildiği veya hoşgörüyle karşılandığı
Davalı Kadının Kusurlu Davranışları:
- Sadakatsiz davranışlar
Mahkemenin Hatalı Kusur Belirlemesi:
- Tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi
- Erkeğin manevi tazminat talebinin reddi
- Kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi
Kararın Bozulma Nedenleri:
- Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan eylemlerin kusur olarak yüklenemeyeceği
- Erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlanamaması
- Kadının boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu
Yargıtay burada özetle, boşanma davasında affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış davranışların kusur olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmektedir.
İyi Niyetli Girişimler Af Değildir.
Boşanma davasında hangi davranışların af kapsamında olduğu davanın sonucunu etkileyeceği için çok iyi analiz edilmelidir. Eşlerin evlilik birliğini kurtarmak maksadıyla birliğin devamı yönünde iyi niyetli girişim ve barış müzakerelerinin boşanma davalarında af niteliğinde kabul edilmez, Evliliği kurtarma girişimleri genellikle affetme olarak değerlendirilmez. Affetme, belirli bir davranışı ya da eylemi bağışlama ve bu eylemi bir daha dile getirmeme kararıdır. Evliliği kurtarma girişimleri ise, eşlerin evliliklerini devam ettirebilmek için gösterdikleri çabalardır ve bu girişimlerin affetme olarak kabul edilip edilmeyeceği, spesifik duruma ve olayın bağlamına bağlıdır.
Örneğin, bir eşin diğer eşin hatasını affetmesi ve bu hatayı bağışlayarak evlilik birliğine devam etmesi, açıkça bir affetme durumudur. Ancak, eşlerin evliliklerini kurtarmak için birlikte çaba göstermeleri, danışmanlık almaları veya birlikte sorunları çözmeye çalışmaları her zaman affetme anlamına gelmeyebilir.
Türk Yargıtay kararlarına göre, özellikle boşanma davalarında, belirli bir kusurlu davranışın affedilmiş sayılabilmesi için açık ve net bir affetme iradesinin bulunması gerekmektedir. Affetme, genellikle yazılı veya sözlü bir beyanla ya da davranışlarla ifade edilir. Evliliği kurtarma girişimlerinin affetme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda, olayın tüm koşulları ve tarafların niyetleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, bir evliliği kurtarma girişimi her zaman affetme anlamına gelmez, ancak belirli durumlarda bu şekilde yorumlanabilir. Evliliği kurtarma girişimlerinin affetme olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, mahkeme tarafından olayın tüm koşulları göz önünde bulundurularak belirlenir.
Yargıtay’ın kararlarında affetme konusuna dair daha net bir değerlendirme yapılması, olayın detaylarına ve tarafların tutumlarına bağlıdır.
Sonuç olarak, affetme ve hoşgörü, boşanma davalarında mahkemeler tarafından dikkatle değerlendirilen ve tarafların kusurlu davranışlarının belirlenmesinde önemli rol oynayan unsurlardır. Bu kavramların varlığı, mahkemelerin boşanma kararlarını, tazminat taleplerini ve tarafların haklarını doğrudan etkileyebilir.
Özellikle Yargıtay kararları, affetme ve hoşgörünün boşanma davalarındaki etkisini vurgulamakta ve bu kavramların nasıl değerlendirileceğine dair önemli örnekler sunmaktadır. Aile Mahkemeleri, affetme ve hoşgörü durumlarını değerlendirirken tarafların samimiyetini, davranışlarını ve evlilik birliğinin devam edip edemeyeceğini dikkate alır. Bu değerlendirmeler, boşanma davalarının sonuçlarını ve tarafların haklarını doğrudan etkileyerek, evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecinde önemli bir yer tutar.
Ayrıca, boşanma davasında hangi davranışın affetme veya hoşgörü olarak değerlendirileceği ve hangi davranışın sadece iyi niyetli girişim olarak kabul edileceği önemli bir hukuki tanımlamadır. Bu ayrım, boşanma davalarında tarafların kusurlu davranışlarının belirlenmesinde ve davaların sonuçlarına etki etmede kritik bir rol oynar. Üstelik ilgili ayrım spesifik değildir. Yani konu özelinde değerlendirilir ve bir dosyada af olarak görülen durum diğer dosyada iyi niyetli girişim olarak değerlendirilmeye bilir. Aile mahkemesi hakimi evliliğin durumu, olayın evliliğe yansıma, davranışın boyutuna göre karar verecektir.
Bu nedenle, affetme ve hoşgörünün hukuki süreçlerde nasıl bir rol oynadığını ve boşanma davalarındaki hukuki sonuçlarını anlamak, tarafların haklarının korunması ve adil bir karar verilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Yorum Yaz