Yargıtay’ın Ziynet Kararı Değişti: Neler Değişiyor?

.

Yargıtay, düğünlerde takılan ziynet eşyalarının kimin hakkı olduğuna dair uzun yıllardır süregelen yerleşik içtihadını radikal bir biçimde 2024 yılı 2. yarısında verdiği kararla değiştirdi. Bu yeni karar, sadece boşanma davaları için değil, aynı zamanda evlilik süresince ziynet eşyalarının paylaşımı noktasında da önemli yenilikler ve değişiklikler getiriyor. Ziynet eşyaları kimin hakkı, Yargıtay’dan yeni karar gibi konular hem hukuki hem de toplumsal açıdan büyük bir yankı uyandırdı. 


Bu makalede, ziynet eşyalarının kime ait olduğu sorusuna Yargıtay'ın getirdiği 2024 yılı kararıyla başka söyleyişle bu yeni bakış açısını ve yapılan değişikliklerin hukuki sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. Ayrıca, Yargıtay’ın bu yeni kararının boşanma sürecine olan etkilerini de değerlendireceğiz.

 

Kararın Detayları

 

Yargıtay'ın son kararı, taraflar arasında düğünde takılan ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda yani ziynet eşyaları kimin hakkı olduğu konusunda mevcut bir anlaşma varsa, bu anlaşmaya göre paylaşım yapılması gerektiğini öngörüyor. Ancak, böyle bir anlaşma yoksa yerel örf ve adetler dikkate alınacak. Bu durumlarının varlığı yok ise önemli bir yenilik olarak, ekonomik değeri olan ve her iki tarafa takılan eşyalar, kural olarak kime takıldıysa ona ait kabul edilecek. 


Yargıtay Kararı;


Dairemizin önceki içtihatları, "aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır" yönündeydi. Ancak toplumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, Dairemizin içtihatlarında değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu konuda Dairemizin ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; "Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir" yönündedir. Uyuşmazlık, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak bu ilkeler doğrultusunda çözülmelidir.


Önceki İçtihatlar ile Farklılıklar

 

Önceki uygulamada, düğünlerde takılan ziynet eşyalarının tamamı, geleneksel olarak kadına ait sayılırdı. Bu durum, toplumda ve hukuk alanında uzun yıllardır kabul gören bir anlayıştı. Ancak Yargıtay’ın aldığı bu yeni karar, bu yerleşik uygulamayı derinden sarsacak nitelikte. Özellikle düğünlerde maddi katkı sağlamak amacıyla takılan ve ekonomik değeri yüksek olan ziynet eşyalarının da bu bağlamda yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan bu karar, ziynet eşyalarının kime ait olduğu sorusuna yeni bir yaklaşım getiriyor. Bu yeni uygulama, düğünlerde takılan ziynet eşyalarının sadece kadına değil, aynı zamanda evlilikte ortak katkı sağlayan her iki tarafın da hakkı olabileceğine işaret ediyor. Yargıtay’ın bu yeni kararı, "ziynet eşyalarının kime ait olduğu

 

  • Dava Özeti: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasında, ilk derece mahkemesi ziynet alacağı talebini reddetmiş, bölge adliye mahkemesi de bu kararı onamıştı. Ancak Yargıtay, ziynet eşyalarının kadına ait olduğu yönündeki önceki içtihatları gözden geçirerek, kararın bu kısmını bozdu.

 

  • Kararın Gerekçesi: Mahkeme, erkeğin ziynetlerin kadına teslim edildiğini ispat edemediği gerekçesiyle, ziynet eşyalarının kadına ait olduğuna karar vermiştir.

 





Ziynet Nedir ve Neden Dava Konusu Olur?

 

Ziynet Nedir?

 

Ziynet, genel anlamıyla süs eşyaları ve takılar olarak tanımlanabilir. Tarih boyunca farklı kültürlerde ve toplumlarda ziynet eşyaları, sadece estetik bir değer taşımakla kalmamış, aynı zamanda ekonomik bir güç ve statü sembolü olarak da kullanılmıştır. Özellikle altın, gümüş, pırlanta gibi değerli maden ve taşlardan yapılan ziynet eşyaları, hem kadınlar hem de erkekler için önemli birer varlık olarak kabul edilir. Türkiye'de ise ziynet eşyaları, düğünlerde ve özel günlerde hediye olarak takdim edilmesiyle öne çıkar. Bu eşyalar hem maddi değeri hem de manevi anlamı nedeniyle toplumda büyük bir öneme sahiptir.

 

Ziynet Neden Dava Konusu Olur?

 

Ziynet eşyalarının dava konusu olmasının temel sebeplerinden biri, bu eşyaların mülkiyetinin evlilik süresince ya da boşanma esnasında kimin üzerinde olduğu konusunda yaşanan anlaşmazlıklardır. Türkiye’de, geleneksel olarak düğünlerde kadına takılan ziynet eşyalarının kadının kişisel malı olduğu kabul edilir. Ancak, zamanla değişen sosyal dinamikler ve ekonomik katkıların daha fazla ön plana çıkmasıyla, bu konuda farklı görüşler ortaya çıkmaya başlamıştır. Özellikle boşanma davalarında, ziynet eşyalarının kimin hakkı olduğu konusu sıkça tartışılır ve bu durum, mahkemelerde çözülmesi gereken karmaşık bir hukuki mesele haline gelir.

 

Ziynet Eşyaları ile İlgili Anlaşmazlıklar

 

Ziynet eşyaları ile ilgili anlaşmazlıklar, genellikle şu durumlarda ortaya çıkar


Evlilik Süresince Kullanım: Evlilik sırasında takılan ziynet eşyalarının kim tarafından ve nasıl kullanıldığı, evlilikte yaşanan anlaşmazlıkların bir parçası olabilir. Eşlerden biri, diğerinin ziynet eşyalarını izinsiz olarak kullanmakla suçlanabilir veya bu eşyaların satılması, hediye edilmesi gibi durumlar yüzünden anlaşmazlıklar çıkabilir.


Boşanma Davalarında Paylaşım: Boşanma sürecinde, ziynet eşyalarının kimin malı olduğuna dair tartışmalar yaşanabilir. Geleneksel anlayışa göre kadına ait sayılan bu eşyaların, evlilik süresince maddi katkı sağlayan tarafın da hakkı olabileceği iddia edilebilir. Yargıtay’ın son yıllarda aldığı kararlar, bu konudaki içtihatları değiştirmiş ve ziynet eşyalarının kime ait olduğu konusunda yeni yukarıda bahsettiğimiz üzere kriterler getirmiştir.

  

Ziynet eşyaları hem maddi değeri hem de taşıdığı manevi anlam nedeniyle hukuki olarak önemli bir konudur. Evliliklerde, boşanma sürecinde ve miras davalarında ziynet eşyaları sıkça dava konusu olabilir. Bu nedenle, ziynet eşyalarının kimin hakkı olduğuna dair hukuki düzenlemelerin ve Yargıtay kararlarının yakından takip edilmesi, bu tür anlaşmazlıkların çözümünde büyük önem taşır. Yargıtay’ın son dönemde ziynet eşyaları kimin hakkı, Yargıtay’dan yeni karar gibi konularda aldığı kararlar, bu alandaki hukuki yaklaşımları köklü bir şekilde değiştirmiştir. Bu değişiklikler, ziynet eşyalarının mülkiyetine dair dava süreçlerinde yeni bir dönem başlatmaktadır.

 

Yargıtay’ın bu yeni kararı, düğünlerde takılan ziynet eşyalarının kime ait olacağı konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Karar, evlilik öncesi anlaşmaların önemini vurgulamakta ve bu tür anlaşmaların ileride oluşabilecek uyuşmazlıkları önlemede kilit rol oynayacağını ortaya koymaktadır.



 Ev Hanımlarının Boşanmada Maddi Hakları 


Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış, ilk yorumu siz yazın.

Yorum Yaz