Boşanma, mahkeme kararıyla evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecidir. Evlilik birliğinin sonlanmasına neden olabilecek durumlar, Türk Medeni Kanunu’nda genel ve özel boşanma sebepleri olarak iki ana başlık altında düzenlenmiştir. Bu düzenleme, boşanma süreçlerinin hem bireylerin haklarını hem de toplumsal dengeleri gözeterek yürütülmesini sağlamayı hedefler.
Genel Boşanma Sebepleri: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde düzenlenen "Evlilik birliğinin temelinden sarsılması" genel bir boşanma sebebi olarak öne çıkar. Bu hüküm, taraflar arasında süregelen anlaşmazlıkların evlilik birliğini sürdürülemez hale getirmesi durumunda boşanma davası açılmasına olanak tanır. Bu sebep, açık bir şekilde sınırlandırılmamış olup, her evlilikte farklı şekillerde ortaya çıkabilecek sorunları kapsar.
Yargıtay’ın Rolü: Genel Sebeplerin Belirlenmesi
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamına nelerin dahil edilebileceği, Yargıtay kararlarıyla somutlaştırılmıştır. Yargıtay, yıllar içinde oluşturduğu içtihatlarla, genel boşanma sebeplerine dair önemli kriterler belirlemiştir. İlgili gerekçelerde genel boşanma sebepleri arasında yer almıştır.
Genel ve özel boşanma nedenlerini özetleyecek olursak;
Genel Boşanma Nedenleri (1-10) | Genel Boşanma Nedenleri (11-20) | Özel Boşanma Nedenleri |
---|---|---|
Şiddet | Erkeğin çalışmaması, karısını çalışmaya zorlaması | Zina |
Saygısızlık | Üvey çocuklara uygulanan şiddet | Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış |
Aşırı Güven | Cinsel ilişkilerdeki dengesizlik | Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme |
Zenginleşme | Evliliğe sadece cinsellik açısından bakılması | Terk ve Akıl hastalığı |
İlgisizlik ve zor şeylerden kaçınma | Eşlerin birbirlerine sürekli yalan söylemesi | |
Evlilik öncesi eşlerin birbirlerini yeterince tanımaması | İnançlardaki ciddi farklılık | |
Eşlerin birbirlerine aşırı müdahalesi; Erkeğin kadının, erkeğin işlerine karışması | Aşırı yoksulluk | |
Baba ve annenin eşlerin işlerine aşırı müdahalesi | Kadının aşırı lüks yaşam isteği | |
Karı veya kocada bulunan sürekli hastalık hali | Alkol ve kötü huylar | |
Aşırı kıskançlık | Çocuk sahibi olamama |
Görüleceği üzere fiilen ayrı yaşamak tek başına boşanma nedeni değildir. Zira fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde şu şartların bir arada bulunması gerekmektedir:
- Daha Önce Açılmış Bir Boşanma Davası Olmalıdır: Fiili ayrılık, ancak daha önce açılmış ve kesinleşmiş bir boşanma davasının reddedilmesi durumunda gündeme gelebilir. Bu davanın reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiş olmalıdır.
- Kesinleşen Karardan Sonra En Az Bir Yıl Süreyle Ayrı Yaşama: Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren eşler, en az bir yıl süreyle fiilen ayrı yaşamalıdır. Bu sürenin dolması, fiili ayrılık nedeniyle boşanma talebinin değerlendirilmesi için bir ön koşuldur.
- Evlilik Birliğinin Yeniden Tesis Edilemeyecek Durumda Olması: Mahkeme, fiili ayrılık sürecinde evlilik birliğinin yeniden sağlanmasının mümkün olup olmadığını değerlendirir. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve eşler arasında bir uzlaşmanın sağlanamayacağına kanaat getirilmesi gereklidir.
- Ayrı Yaşama Hakkında Kusur Şartı Aranmaması: Ayrı yaşam sürecinde, eşlerden birinin diğerine yönelik kusurlu davranışları bu davanın esasını etkilemez. Fiili ayrılık davasında, eşlerin ayrı yaşamaya yönelik kusurlu olup olmadığı tartışılmamaktadır.
- Yeni Bir Boşanma Davasının Açılması: Fiili ayrılık nedeniyle boşanmanın gerçekleşebilmesi için, yukarıdaki şartların oluşmasının ardından ayrı bir boşanma davası açılması zorunludur. Bu dava, yalnızca fiili ayrılık gerekçesiyle açılır ve mahkeme bu husus üzerinden bir karar verir.
Yargıtay'ın Bakış Açısı:
Yargıtay, fiili ayrılık davalarında, eşlerin aralarındaki sorunları çözme ihtimalinin kalmadığını, evlilik birliğinin sona erdiğini ve devam ettirmenin taraflar için bir yük haline geldiğini vurgulamaktadır. Bu noktada, sürecin uzamaması adına fiili ayrılık şartlarının gerçekleştiği durumlarda boşanmaya karar verilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Bu kriterler dikkate alındığında, fiili ayrılık, ancak kanunda belirtilen şartların oluşması halinde boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Salt ayrı yaşamak, kanunun öngördüğü çerçeve dışında kaldığı sürece boşanma nedeni olarak ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi’nden Boşanma Davalarında Devrim Niteliğinde Karar: Fiili Ayrılık Hükmü İptal Edildi
2024 yılı itibariyle, Türk Medeni Kanunu’nun boşanma davalarındaki en tartışmalı hükümlerinden biri olan ve boşanma davasının reddinden sonra 3 yıl boyunca fiilen ayrı yaşayan çiftlere yeniden boşanma davası açma hakkı tanıyan düzenleme, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu iptal kararı, boşanma hukukunda ciddi bir değişime yol açmış ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin Kararı ve Gerekçesi
Ankara 18. Aile Mahkemesi’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna varmıştır. Karara göre, boşanma davasının reddine ilişkin kesinleşmiş bir karardan sonra eşlerin 3 yıl boyunca ayrı yaşaması durumunda, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilerek boşanmalarına olanak tanıyan hüküm, Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.
Anayasa Mahkemesi, iptal kararını şu gerekçelerle açıklamıştır:
- 3 Yıl Ayrılık Süresinin Uzunluğu: Üç yıllık sürenin, tarafların özgür iradeleri ve aile hayatına ilişkin karar alma hakları üzerinde orantısız bir kısıtlama oluşturduğu değerlendirilmiştir.
- Eşitlik İlkesine Aykırılık: Bu düzenlemenin, taraflardan birinin rızası olmadan evliliğin devam etmesine yol açarak, kişisel hakları ihlal ettiği belirtilmiştir.
- Yasa Koyucunun Takdir Yetkisi: Mahkeme, bu tür bir düzenlemenin süresinin ve kapsamının yeniden ele alınması gerektiğine dikkat çekmiştir.
Yeni Hukuki Durum
2024 yılında kabul edilen 9. Yargı Paketi ile Türk Medeni Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle, fiili ayrılık nedeniyle boşanma süresi 3 yıldan 1 yıla indirilmiştir. Daha önce boşanma davasının reddedilmesinden sonra 3 yıl ayrı yaşama şartı aranırken, yeni düzenleme ile bu süre 1 yıla düşürülmüştür. Değişiklik, uzun bekleme süresinin taraflar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı ve boşanma davalarının daha hızlı sonuçlanmasını amaçlamaktadır. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 3 yıllık sürenin iptaline ilişkin kararından sonra yasal boşluğu gidermek için getirilmiştir. Artık, boşanma davasının reddi sonrası 1 yıl ayrı yaşayan eşler, fiili ayrılık nedeniyle yeniden boşanma davası açabilecektir.
Yorum Yaz