Şiddet, kişinin fiziksel, cinsel, psikolojik, manevi ve ekonomik bütünlüğüne zarar verici davranışlar olarak tanımlanabilir. Şiddet türlerinin sınıflandırılması kişi üzerinde etkileri bakımından birbirinden farklılık göstermesine göre yapılmaktadır. Sosyal yaşam ve aile yaşamı içerisinde şiddetin her türlüsü görülebilmektir. Vücut bütünlüğüne yönelik darp gibi hususlar fiziksel şiddete işaret ederken, kişinin maneviyatını yani psikolojik durumunu etkileyecek davranış şekilleri psikolojik şiddet olarak sınıflandırılmaktadır.
Yine cinsel bütünlüğe yönelik zorbalıklar cinsel şiddet kapsamı içerisinde yer almaktadır.
Son günlerde gündemde olan akran zorbalığı akranlar arasında yaşanan şiddet türünü ifade etmektedir. Örneğin okul yaşamında çocuklar arası darp, aşağılama, küçümseme gibi davranış şekilleri akran zorbalığını göstermektedir. Çocukların başka bir arkadaşına yaptığı saldırgan davranışlarında temelini esasında aile yaşantısı oluşturmaktadır. Çocuğun evde gördüğünü okulda arkadaşlarına uygulaması anne veya babasını rol model almasıyla alakalıdır. Bu itibarla şiddettin her türlüsünü içeren bir aile yaşantısını sırf evlilik sürsün diye yürütmek çocuklara zar verici bir davranış şeklidir.
Şiddetin bir türü olan ekonomik şiddet, ekonomik olarak diğer eşten daha iyi konumda olan eşin, ilgili durumu eşi üzerinde olumsuz etkiler yaratacak şekilde kullanması olarak tanımlanabilir. Parası olmadığı için eşi küçümsemek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla ekonomik giderlerini kısıtlamak ekonomik şiddet türünde sıklıkla görülen davranış şekilleridir. Tıpkı diğer şiddet türlerinde olduğu gibi ekonomik şiddet de şiddetli geçimsizliğe neden olarak boşanma haklı sebebi oluşturacaktır.
Ülkemizde çalışan kadın sayısının erkeklere nazaran daha az olması veya kadınların iş hayatında erkelerden daha az gelirle çalışıyor olmaları aile yapısı içerisinde kadınların erkeklere oranla daha fazla ekonomik şiddet görmelerine neden olmaktadır. Özelikle ev hanımları bir geliri olmadığı için eşinin ekonomik baskılıları altında kalabilmektedir. Bu nedenle denebilir ki kadınların ekonomik şiddete maruz kalma oranları erkeklere göre daha fazladır.
Ekonomik Şiddet Oluşturan Davranışlar Nelerdir?
Hangi davranış şekillilerinin ekonomik şiddet oluşturacağı hususu ise Yargıtay içtihatlarıyla ortaya çıkmaktadır. Yargıtay’ın ekonomik şiddet huşusunda en çok temel aldığı konu aile yaşantısı içerisinde zorunlu ihtiyaçların engellenmesidir. İaşe olarak tanımlayabileceğimiz zorunlu giderler; beslenme, giyinme gibi hayatın zorunlu ihtiyaçlarını göstermektedir. Eşin mutfak giderilenlerini karşılamaması veya en düşük seviyede karşılayarak baskı uygulaması, giyinme, yeme içme gezme, gibi olası giderlerde sorun çıkarması ekonomik şiddete örnek teşkil etmektedir.
Yargıtay’ca kabul edilen bir diğer ekonomik şiddet örneği ise eşe harçlık verilmemesidir. Kişinin bireysel ihtiyaçlarını karşılaması adına belirli bir ekonomik özgürlüğü olmalıdır. Bu nedenle eşin diğer eşe, bireysel harcamaları için para vermemesi ekonomik şiddet olarak kendini gösterecektir.
Cimri davranış şekillerine bağlı yaşananlarda bir diğer Yargıtay’ca kabul görmüş ekonomik şiddete bağlı boşanma nedenidir. Aile yaşantısı içerisinde cimri eş, eşinin ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamaz ve dahası bunların temel ihtiyaç olarak görmez ise böylesi davranışlar evlilik yaşantısında ekonomik şiddet olarak tanımlanır. Maddi gücü olmasına karşın temel ihtiyaçları görmezden gelen veya yaşamı olumsuz derecede etkileyecek şekilde kısıtlı tutan eş boşanma davasında kusurlu olarak kabul edilecektir. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken husus tutumluluk ve cimrilik arasındaki sınırdır. Giderlerini gelirine göre ayarlamak tutumlu olmak olarak tanımlanırken cimrilik giderleri olması gerekenden daha az harcamayla karşılamak anlamına gelmektedir. Yargıtay, tutumluluk sınırını aşacak şekildeki kısıtlamaları cimrilik olarak tanımlamaktadır. Cimri insanların en temel özelliği yığma, depolama, saklama gibi davranışlar ve para harcamaktan imtina etmektir. Cimri insanlar parayı güven sağlama duygusunun tatmini olarak görerek hayatın olağan ihtiyaçlarını dahi karşılamazlar, bu durumun baskı unsuru haline geldiği evliklerin devamında hukuki yarar kalmadığı düşünülerek boşanma hükmü kurulmaktadır.
Ekonomik Şiddet Yargıtay Kararları
Uzun yıllar eşinin aşırı hesaplı ve cimrilik ölçüsündeki tutumluluğuna dayanmak zorunda kalan kadının, ekonomik ve sosyal alanda özgür ve rahat yaşamak ve ekonomik şiddetten kurtulmak için açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların 25 yıldır ayrı yatakta yattıkları, erkeğin başka kadınlarla ilişkisi olduğu yönünde dedikoduya sebebiyet verdiği ve eşine harçlık vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Davalı kocanın eve gelen yüksek fatura sebebiyle evin doğalgazını çalıştırmaması, evin ısınmasına engel olması, eşini ve çocuğunu bu şekilde yaşatması, eşinin şahsi ihtiyaçlarını karşılamaması gibi durumlarını eşine karşı yeteri karar ekonomik destek vermediğine karar vermiştir.
Evin ihtiyaçlarını gidermek amacıyla eşine para vermemek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Ekonomik üstünlüğü nedeniyle eşi küçük görmek ve ekonomik koşulları baskı aracı olarak kullanmakta Yargıtay’ca kabul görmüş ekonomik şiddete bağlı boşanma nedenidir.
Eşin parası olmadığı için aşağılanması veya parasal gücü elinde bulundurması nedeniyle ekonomik koşullara bağlı seçimlerde eşe söz hakkı tanınmaması ekonomik şiddetin sonuçlarının sebebiyet verdiği haklı bir boşanma nedeni olacaktır.
Ekonomik Şiddet Neden Boşanma Gerekçesidir?
Ekonomik şiddetin boşanma nedeni oluşturmasının en temel gerekçesi ekonomik şiddet mağduru eşin durum nedeniyle bunalıma düşecek olmasıdır. Zira ekonomik şiddet mağduru eş, sosyalleşemeyecek, kendi kendine yetebilme duygusu yok olacak, diğer eşin adeta robotu haline gelecektir. Bu durum kişinin psikolojik sorunlar yaşamasına neden oluşturabilecektir. Yine mutsuzluğa bağlı olarak evlilik birliğinde şiddetli geçimsizlik baş gösterecektir. Bu halde mutlu bir evlilikten söz edilemeyeceği için mahkemece boşanma yönünde hüküm kurulacaktır. Zira evliliğin en temel kıstası mutluluğun sağlanmasıdır.
Uygulamada ekonomik şiddetin çoğu zaman psikolojik şiddet ile karıştırıldığı görülmektedir. Zira esasen ekonomik şiddet oluşturan davranış şekilleri bir nevi psikolojik şiddete oluşturmakta veya sonuçları psikolojik şiddete sebebiyet vermektedir. Ancak ekonomik şiddeti psikolojik şiddetten ayıran en temel kıstas ekonomik şiddette yönelik davranış şekillerinin oluşum şeklinin ekonomik güçlenmeyi önlemeye çalışmak veya ekonomik baskıyla cezalandırma çabası oluşturmaktır. Eşin para harcama özgürlüğünü elinden almak, aile ekonomisi konusunda bilgi vermemek, eşin çalışmasını önlemek veya devam ettiği işinden ayrılmasına neden olmaya yönelik davranışlar sergilemek, az para vermek, yapılması mümkün olmayan bütçeyle yapılmayacak işler istemek ekonomik şiddetten içeren davranış şekilleridir.
Maddi güç ve üstünlük bir şiddet aracı olarak kullanılmamalıdır. Özelikle ülkemizde kadını kendisine bağımlı kılmak amacıyla bu yanlışlığa sıklıkla düşülse de bu durum bağımlılık yerine yalnızlık ve mutsuzluk getirmektedir. Üstelik ekonomik şiddet sadece çalışmayan kadınların uğradığı bir şiddet türü değildir. Ekonomik gücü olan kadınılar da sıkılıkla ekonomik şiddete uğraya bilmektedir. Eşin maaşına isteği dışında el koyarak ekonomik yokluk çekmesine neden olmak, giderlere katılım sağlamayarak tüm maddi yükü eş üzerinde bırakmak ekonomik şiddette yönelik çalışan eşlerin uğradığı davranış şekilleridir.
Eşin maaşına el konulması hususu uygulamada sıkılıkla giderlere katkı sağlamak amacıyla eşin maaşının bir kısmını diğer eşe göndermesiyle karıştırılmaktadır. Tek bir bütçe oluşturulması ve ortak ödemeler yapmak için maaşların tek bir hesapta birleştirilmesi gibi rızayı ve ortak davranışlar ekonomik şiddet oluşturmayacaktır. Ancak eşin maaşını ney düğü belirsiz şekilde elinden alan ve eşin yokluk çekmesine neden olan diğer eşin davranış şekli ekonomik şiddet olarak kabul görecektir.
Ekonomik Şiddet Tazminat Sebebi Midir?
Ekonomik şiddete uğrayan eşin tazminat alıp almayacağı sıklıkla sorulan bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanma davalarında tazminat talebinin kabul görüp görmeyeceği, ekonomik şiddet mağduru eşin tazminat alıp almayacağı tek bir olguya dayandırılmaz. Aile mahkemesi hâkimi tazminat taleplerini incelerken boşanma davasına konu teşkilden tüm olguları inceleyecek vardığı sonuca göre ağır kusurlu tarafı belirleyecektir. Bu halde eşinden daha az kusuru olan diğer eşten talep ettiği tazminat kabul görecektir. Başka bir anlatımla ekonomik şiddete uğranılması vakıası tek başına evliliğin bitmesine neden olan bir olguysa ekonomik şiddet mağduru eş tazminat alacaktır. Ancak diğer olguların bir araya gelmesiyle ekonomik şiddete uğrasa da diğer eşten daha ağır kusurlu olan eşin tazminat talebi kabul görmeyecektir. Tabi ki bu durum sadece ekonomik şiddet açısından geçerli değildir. Tazminat taleplerinin kabulü için her zaman boşanmayı gerektirir yaşanmışlıklar bir bütün olarak değerlendirilir ve neticesinde ağır kusurlu olarak belirlenen eş tazminat ödemekle yükümlü olur. Yani fiziksel şiddete uğradım tazminat alır mıyım? veya aldatıldım tazminat alır mıyım? gibi sorular hatalıdır. Boşanma davasında tazminat talebinin kabulü yönünde hüküm kurulmasının kıstasını tekbir vakıaya dayanmamaktadır. Tüm yaşanmışlıklar örneğin aldatma, şiddet, gibi tüm kusur nedenleri bir bütün olarak değerlendirilerek karar kılınacak, bu karar sonucunda ağır kusurlu bulunan taraf tazminat ödemek zorunda kalabilecektir.
Ekonomik şiddete ilişkin yaşanmışlıklarda tek başına vuku bulacaksa el betteki tazminat gerektirecek ancak diğer vakıaların bir araya gelmesiyle ekonomik şiddet mağduru aynı zamanda ağır kusurlu taraf olarak tespit edilir ise tazminat talebi kabul görmeyecektir. Uygulamada bu durum tabi ki çok az görülmektedir. Zira bir şekilde şiddet mağduru eş, diğer vakıaların bir araya gelmesinde mağdur taraf olmayı sürdürmektedir.
Kripto borsası boşanma nedeni olur mu?
Günümüz ekonomik yatırım sistemlerinin genişlenmesiyle kripto, bitcoin gibi yatırım sistemleri hayatımızdaki yerini almış durumdadır. Kirpto, bitcoin borsalarının boşanma davalarında kusur tespitine etkisi bulunmaktadır. Zira evlilikle birlikte taraflar aile ekonomisinin sürdürülebilirliğini sağlamak zorundadırlar. Kazanç ve gider dengeleri eşler sağlamakla yükümlüdürler. Bu nedenle aile ekonomisini zor duruma düşürecek ve aileye yoksulluk çektirebilecek yatırım veya harcamaların kontörlünü eşler sağlamalıdır.
Kripto, bitcoin vb. yatırım araçlarından gelir sağlanmasının risk taşıması karşısında eşlerin bu tür yatırımları yaparken ortak karar almaları ve olası kayıpların aile ekonomisinin sürekliliğini etkilemesi konusunda basiretli davranmaları gerekmektedir. Bu koşulları göz ardı ederek kripto, bitcoin vb. yatırım borsalarını kullanan eşin aile ekonomisini zor duruma düşürmesi durumu oluşur ise bu durum diğer eş için haklı boşanma nedeni olacaktır.
Nitekim bir aile mahkemesi yakın zaman içerisinde verdiği kararında eşinin kolundaki 8 adet bileziği zorla alarak, kripto para borsasında kaybeden kocayı kusurlu bulunmuş ve boşanma yönünde hüküm kurmuştur.
Yorum Yaz