Boşanmak evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sonlandırılması anlamı taşımaktadır. Boşanma davasının nasıl açılacağı, ne zaman nasıl kesinleşeceği oldukça detaylı bir konudur ve sınırlarını medeni kanunumuz belirlemektedir.
Boşanma davasının kesinleşme zamanı uygulamada sıklıkla karıştırılan bir durumdur. Birçok çift duruşmanın sonlanmasını yani hâkimin boşanma yönünde kararını açıklamış olmasını boşanmak için yeterli olduğunu düşünmekte ve boşandığını sanmaktadır. Ancak boşanma hükmünün verilmiş olmasından sonrada davanın aşamaları devam etmektedir. Bu aşamaların göz ardı edilmesi evlilik birliğinin sonlanmasını engelleyecektir.
Boşanma kararı vermiş ciflerin öncelikli olarak yapması gereken davanın anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olarak açılacağı hususunu belirlemeleridir. Şayet evlilik birliği bir yılı tamamlamış ve eşinizle boşanma ve sonuçları konusunda ortak karar verebiliyorsanız dava anlaşmalı olarak açılabilecektir. Evlilik birliğinin bir yılı tamamlamadığı veya boşanma ve sonuçları üzerinde ortak karara varılamadığı hallerde, boşanmayı gerektirir haklı ve kanıtlanabilir nedenlerinizi mahkemeye sunarak çekişmeli boşanma davası açılmalıdır.
Bu nokta da önemle belirtmek gerekir ki dava ister çekilmeli boşanma davası olsun ister anlaşmalı boşanma davası olsun hakimin boşanma yönünde kararını açıklamasından sonra boşanmanın kesinleşmesi aynı hukuk kurallarına tabidir. Bir örnekle durumu somutlaştıracak olursak diyelimki evlilik birliğini sonlandırma kararı almış ve evlilikleri bir yıldan fazla olmuş bir çift, boşanma, var ise çocuk velayeti, nafaka ve tazminatlar konusunda anlaşmaya vardılar ve anlaşmalarını uygulamada protokol olarak adlandırılan hukuki metne dökerek mahkemeye başvurularını yaptılar, bu aşamada aile mahkemesi dava günü verecek ve tarafların her ikisini de zorunlu olarak katılmaları gerekli olacak duruşmayı yapacaktır. Mahkeme hâkimi duruşma günü anlaşmalı boşanma protokolünün hukuka uygun olup olmadığını denetleyecek, taraflara boşanmak isteyip istemediklerini yeniden soracaktır. Aile mahkemesi hakimi anlaşmalı boşanma protokolünü hukuka uygun bulup, tarafların serbest iradelerinin boşanma yönünde olduğundan emin olur ise boşanma yönünde karar verecektir. Ancak duruşma kararı kesin hüküm ifade etmeyecektir. Zira duruşmadan yaklaşık olarak 15 gün sonra davanın aşamalarını ve sonuçlarını gösterir gerekçeli karar adı verilen uzun karar çıkacak ve bu karar taraflara tebliğ edilecektir. Tebliğ sonrası taraflar tanınan 15 günlük itiraz süresi içerisinde karara karşı itiraz yoluna başvurmaz ise karar kesinleşecek ve nüfus müdürlüğüne bildirilecektir. Diyelim ki çiftimiz boşanma yönünde anlaştılarsa da velayet veya nafaka yönünde ortak karar varamadılar, bu halde boşanmak isteyen taraf boşanmayı gerektirir haklı nedenlerini gösterir dilekçesiyle aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu haklı nedenlerin mahkemede kanıtlanabilir olmasıdır. Yani çekişmeli boşanma davasının temel kıstası davanın kanıtlanmasıdır. Dilekçe de gösterilen vakıaların delillerle kanıtlanamaması halinde mahkeme hakimi boşanma yönünde hüküm kurmayacaktır.
Çekişmeli boşanma dava dilekçemiz ile açtığımız boşanma davası duruşmalar aşamasında mahkemeye kanıtlanır ise hakim boşanma yönünde hüküm kuracaktır. Hükümden sonra tıpkı anlaşmalı boşanma davasında olduğu gibi mahkeme hakimi verdiği kararın detaylarını gösterir gerekçeli kararını açılayacak söz konusu karar taraflara tebliğ edildikten 15 gün sonra itiraz edilmez ise kesinleşecek ve nüfus müdürlüğüne bildirilecektir.
Özetle aile mahkemesi hakiminin boşanma yönünde karar vermesi kararın kesinleşmesi için yeterli değildir. Davanız ister anlaşmalı boşanma davası olsun ister çekişmeli boşanma davası olsun boşanma yönünde hüküm verildikten sonra yukarıda bahsi geçen aşamaların tamamlanmasıyla karar kesinleşmiş olacak ve boşanmanız mahkeme kararıyla gerçeklemiş olacaktır.
boşanmada soyadı ne zaman değişir?
Kadın müvekkillerimiz sık olarak boşanmada soyadlarının ne zaman değişeceğini sormaktalar. Boşanma davası açılmasıyla soyadı değişmeyecektir. Zira boşanma davası devam ederken evlilik birliği kaydede olsa üzerinde varlığını korumaktadır. Boşanmada aile mahkemesi hakimin boşanma yönünde karar vermeside kadının soyadının değişmesini sağlamayacaktır. Zira yukarıda ayrıntılarını bildirdiğimiz üzere boşanma kararı kesinleşmediği sürece ifa olunamaz. Kadının boşanmada soyadının değişmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesi olan aile mahkemesi boşanma hükmü verir ve karara karşı itiraz gelmezse boşanmada kadının soyadı değişecektir. Ancak itiraz gelir yani aile mahkemesi kararına taraflardan birisi itiraz ederse, itiraz süresi bitip karar kesinleşinceye kadar boşanan kadın soyadını alamayacaktır.
Bununla birlikte sıklıkla sorulan bir diğer soru her iki tarafta boşanma yönünden aile mahkemesi kararına itirazda bulunmaz ise yani sadece boşanmanın sonuçları üzerine itiraz hakkı kullanılır ise boşanmada kadının soyadını alıp alamayacağıdır. Uygulamada geçmiş yıllarda bu yönde işlem kurulup, boşanma yönünden aile mahkemesi kararına itiraz yok ise boşanma hükmü kesinleştirilip, kadının babasının soyadını alması sağlanırken, bu durumun yaşadığı bir takım sıkıntılar nedeniyle bu uygulamadan vazgeçilmiştir.
Boşandıktan sonra ne kadar süre sonra yeniden evlenilir ?
Boşandıktan sonra tekrar evlenmek için beklenilmesi gereken bir süre vardır. Bu süre sadece kadınlar için geçerlidir. Hukuk da iddet süresi olarak tanımlanan bu süre boşanma davasının kesinleşmesini takip eden 300 gündür. Yani kadınlar boşandıktan sonra 300 gün geçmedikçe yeniden evlenmezler. Tarafımıza anlaşmalı boşanan kadının ne zaman evleneceği konusunda sıklıkla sorular gelsede boşanma davası ister anlaşmalı olsun ister çekişmeli olsun fark etmeksizin 300 günlük süre dolmadan yeniden evlenmek mümkün değildir. Erkek için iddet süresi yoktur. Erkek eş boşanmanın kesinleşmesini takiben her zaman yeni bir evlilik yapabilir.
Boşanmadan sonra kadın için getirilmiş evlenme süresi iddet süresinin kaldırılması davasıyla 300 gün beklenmeden sonlandırılabilir. İddet süresinin kaldırılması davasıyla gebe olmadığını kanıtlayan kadın yeniden evlilik yapabilecektir. İddet süresi davasının ne kadar süreceği hususu kafa karıştırmamalıdır. Çünkü iddet süresinin kaldırıması davası çok kısa bir sürede tamamlanan bir davadır. İşlemlerin sıkı takip edilmesiyle iddet süresinin kaldırılması davası 15 günlük süreç içerisinde tamamlanabilecektir.
İddet süresinin kaldırılması davasıyla gebe olmadığını kanıtlayan kadın yeniden evlenmek için 300 günlük bekleme süresini sonlandırmıştır olacaktır.
Öte yandan iddet süresini beklemeden evlenmek mümkün değildir. Zira resmi nikah için işlemler sırasında boşanma kararından sonra 300 günlük süresinin dolup dolmadığı veya ilgili 300 günlük bekleme süresinin hakim kararıyla kaldırılıp kaldırılmadığı kontrol edilecektir.
Ayrıca ilgili süre gebelik açısından da önemlidir. Yani kadın boşandıktan 300 gün içerisinde doğan çocuk boşanılan erkeğin üzerine kayıt edilecektir. Bu halde süreyi resmi nikah için bekleyerek geçirip fiili olarak evlenen kadınlar gebe kalacak olursa bu süre içersinde doğacak çocuk eksi eşin üzerine kayıt edilecektir. Bu durum da ancak soy bağının tespit davasıyla düzeletile bilecek uzun bir yol olduğu için kadınların yeniden evlenme durumu olacak ise derhal iddet süresini kaldırılmak için aile mahkemesine başvurmaları tarafların lehine olacaktır. Özetle iddet süresini beklemeden evlilik büyük sorunlara yola açabilecektir.
Yorum Yaz